Merakla beklenen 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimleri için sayılı günler kaldı. Vatandaşlar hangi adayın kazanabileceği konusunda oldukça heyecanlı. Uzmanlar ise Türkiye'yi seçim sonrası nasıl bir dönem beklediği konusunda yorumlar yapıyor. 

Türkiye'yi bekleyen en büyük risklerden birinin Türk Lirasının değer kaybederek enflasyondaki artışın da önüne geçilemeyeceği düşünülüyor. Zamlar, yükselen fiyatlar seçimlerden sonra da ülke gündemindeki yerini koruyacağa benziyor. Uzmanlar Cumhurbaşkanlığını kim kazanırsa kazansın ekonomik anlamda kötüye giden bir senaryo yaşanacağı yönünde tahminler yürütüyor. 

Seçim Sonrası Ekonomi

Türk Lirasının gün geçtikçe değer kaybetmesi halkın yaşam standartlarını düşürüyor. Daha fazla vergi, daha yüksek fiyatlar, erişilemeyen hizmetler gibi sorunlar artarken mutsuzluk, işsizlik oranları da beraberinde artacak. Seçim zamanı her geçen gün bir adım daha yaklaşmışken bu sene içerisinde Merkez Bankası tarafından basılan para miktarında oldukça önemli bir artış güründü. Basılan her 100 paradan yaklaşık 70'inin 200'lük banknot olduğu kaydedildi. Para basımı için yapılan harcamalar da daha önceki yılları geçerek Merkez Bankasını zorladı. 

Türkiye için alarm zilleri çalıyor. Ancak diğer dünya ülkeleri için de durum pek iç açıcı görünmüyor. Dünya bankaları, ekonomi uzmanları tarafından ekonomik buhranın kapıda olduğu beklentileri ifade ediliyor. Dünyanın yaklaşık %80'inde kullanılan Amerikan doları piyasadaki varlığını eritecek ve enflasyonla mücadele için dolar basımı yapılması muhtemel seçenekler arasında. 

Ekonomik Krizin Nedenleri

Türkiye'de henüz yılın başında sayılan bir zamanda yaşanan deprem felaketi oldukça büyük maddi ve manevi hasara neden oldu. Öncesinden de kötü gelen ekonomi koşulları büyük bir darbe almış oldu. Dünya genelinde varlığı baş gösteren kıtlık, üretimde yetersizlik, iklim krizleri de ekonomiyi her köşeden sıkıştıran gelişmeler arasında. Altın fiyatındaki artış, piyasadaki para oranı, halkın ve ülkenin borcu incelendiğinde acı sahne gözler önüne seriliyor.